Pages

Feb 24, 2013

Double Bind




Patolojik bir iletişim biçmi var. Iki ucu açık iletişim denilebilecek bir iletişimdir bu. Double Bind denilen bu iletişim biçmi iskencede de kullanılır. Kurbanın psikolojik bűtűnlűğűne yőnelmiş bir iletişimdir bu. Kişi birbiriyle çelişen uyaranlar alır ve bu içinden çıkılmaz bir durum yaratır. Sonuçta kişinin duygusal kabloları karışır, aklı karışır. Bu tűr iletişime maruz kalmış çocuklarda şizofreni çıkma olasılığı da yapılan araştırmalarda bulunulmuş.

Őrnek vereyim biraz: Orwell’in 1984’űndeki işkence bu yőntemi kullanır őrneğin. Soru basittir. 2+2 iki kaç Winston? Winston ne cevap verirse versin fiziksel siddete tabii tutulur. 4 der, işkence; 5 der, işkence; siz ne derseniz onu diyeyim der, işkence. Yoktur çıkış yolu Winston’ın.


Çocuk annesine sorar. “Anne dışarı çıkabilir miyim?”; Annenin yanıtı “çık allahın cezası çık”. Çocuğun kafası karışmıştır; anne çık diyor ama ses tonu çıkma diyor, “allahın cezası” çıkma diyor. Çocuk sokağa çıkıyor. Anne gelip dőverek içeri alıyor çocuğu. Sonra birden sesini yumuşatarak “dondurma ister misin?” diyor.

Freud der ki kişiler hasta olabilecekleri gibi toplumlar da hasta olur. Tűrkiye toplumu da hastadır. Hem de şizofrenik bir dűzeyde hastadır çűnkű sistematik bir biçimde yukarda őrneklediğim patolojik bir iletişim biçmine maruz kalmıştır.

Devletimizin kadife eldivenler giymiş demir elleri vardır. Hem okşar hem de dőver. Babmız da őyle. Kocalar da őyle. Anneler de őyle. Hem sever hem dőverler. Devlet seni korumak için ben varım der, ama sana en bűyűk tehdidi oluşturur. Polis koruyacağina, dőver. Askere zorla alınır insanlar; askerlik namustur, onurdur derler. Daha ilk iki haftada annesinden. Babasından, arkadaş çevresinden zorla koparılmış, kendini kelimenin tam anlamıyla yapayalnız hisseden o 18-20 yaşlarındaki őylesine dayak ve kűfűr yer ki; ne namusu kalır, ne haysiyeti, ne kendine saygısı. Sonra ya o patalojiye uyum sağlar psikopat olarak askerliğini bitirir. Ya intihar eder. Ya birini vurur.

Şimdilerde de barıştan sőz ediliyor. Imralı ile gőrűşűlűyor. Ama bir taraftan polis Sinop’da ve Samsun’da linççilerle kol kola barış isteyenlere saldırıyor. Sonra uçaklar Gűney Doğu’yu bombalıyor; 10.000lerce Kűrt politik sebeplerle içerde.

Őnceleri rűyasını gőrsek sevinceğimiz şeylerin gerçekleşme olasılığı var ama bilemiyoruz sevinelim mi űzűlelim mi. Sevinirsek cezalandırılır mıyiz acaba? Ama sevinmesek de cezalandırılabiliriz. Hali hazırda cezalandırılıyoruz. Devletimiz de toplumumuz da yukarıdaki anne gibi .

-- "Anneeeee  korkularmzdan dışarı çıkabilir miyiz? Sevinebilir miyiz? Umutlanabilir miyiz?"

3 comments:

Toz said...

Şimdi öncelikle şunu vurgu yapayım.Şahsi fikrimdir.Sinop'ta bana göre barış isteyen kimse yoktu.İki tarafta aynı derece de barışı istiyorlardı.Ayrı tutacağim kişiler var tabi içlerinde ama.Askerlik olayına gelirsek ben rütbeliydim.Ben de yedim ve benden üst rütbedekiler de yediler küfür hakaret olayı askerliğin doğasında var.Dayak olayına gelirsek çok fazla azalmış vaziyette.İntihar dünya da arttı bunu bağlamamak lazım.Bütün nesil bunalımda.Ama katılıyorum dediklerine.Yardımcı olmak ve destek vermek yerine kişilerin başarmasını bekliyoruz.Nasıl ki herkese aynı sınıfta eğitim verilmesine rağmen aynı başarı sağlanamıyorsa insanlardan da aynısı beklenmemelidir.Daha önce öyle zamanlarda terör örgütü baskın yapiyordu ki yani stratejik hamle gibi Türkler biraz yumuşadı verelim milliyetçiliği damardan der gibiydiler.Aynı şekilde devletin de hamleleri karşılıklıydı.İşte bu yüzden diyorum barışı cahiller istiyor diye.İki topluluk anlaşmaya çalışıyor.Fight clup misali bir sen vuruyorsun bir ben,bi sen bi ben.Şu an ki barış arama durumu budur ülkede ki.

Eleştirel Günlük said...

Askerlikte yok oyle kendiliginden, otantik bir doga falan aslin da. Insanlara dayatilan bir siddet kulturudur o. Eger varsa da oyle oyle bir sey bunun askere zorla alinan insanlara dayatilmasi alabildigine insanlikdisidir. Diyorsun ki ".İntihar dünya da arttı bunu bağlamamak lazım." Nasil dilin varir da oylesine muglak bir gerekce sunarsin askerdeki intiharlaer (cinayetler) konusunda? Bu nasil bir sonuc cikarmadir? Hangi sistematik analizler sonucunda vardin buna?

Toz said...

Doğru söyledin çok basit kaçmış orda :)) Benim söylemek istediğim artık toplumdaki bireylerin eskiye nazaran daha güçsüz olmasından dolayı artış olmuştur.Yani eskiden yapılmayanlar şimdi yapılıyor eziyet arttı intiharlar çoğaldı diyemeyiz onu söylemek istedim.Yani direk toplumla alakalıdır bu durum.Askerlikteki muamele tarzında çok fazla bir değişim yoktur.Temel olarak bakılınca psikolojisi yeterli seviye de olmayan çok kişi vardır ve verilen tedavi de yeterli düzeyde değildir.Askerlik şiddettir ama bu sadece ülkenin değil dünyanın şiddet sorunudur.Şimdi askerlik profesyonel olsun dediğimiz de de,maddi durumu elverişsiz kişilerin daha çok bu işe yöneldiğini göreceğiz.Son bir umut kapası olacak.Zor değil ama istersen olacak.Şartlar mecbur bırakacak.Bu sorunun çözümü de çok zor.Bazı komutanlar vardır her zaman sınırını bilirler ve saygıyla otoritesini sağlarlar.O adama duyduğun saygı ile itaat edersin.Ama bazıları vardır korkuyla,cezayla sağlarlar.İşte 2.tip bir hayli fazladır.