Pages

Jun 3, 2011

Orhan Veli’nin Derdi

Orhan Veli’nin derdinin peşindeyim gűnlerdir. Orhan Veli ve dert/keder deyince aklıma bir sűrű dize geliyor. Işte birkaçı:

  • Bilmezdim kelimelerin bu denli kifayetsiz olduğunu / bu derde dűşmeden őnce
  • Mektup alır, efkarlanırım / Rakı içer, efkarlanırım / Yola çıkar, efkarlanırım
  • İstanbul’da Boğaziçi’nde Bir fakir Orhan Veliyim / Veli’nin oğluyum / Tarifsiz kederler içinde.
  • Bakakalarım giden geminin ardından / Atamam kendimi denize dűnya gűzel / Serde erkeklik var / Ağlayamam
  • Bir tren sesi duymaya-gőreyim iki gőzűm iki çeşme
  • Yalnız bende değil yalnızlık hali
  • Benim de mi düşüncelerim olacaktı, Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım, Sessiz, sedasız mı olacaktım böyle?
  • Ah ne olur bűtűn gűneşler batmadan / bir tűrkű daha sőyleyeyim bu yerde
  • Bilmezler yalnız yaşamayanlar / Yalnızlık nasıl korku verir insana

Orhan Veli’nin derdinin ardına dűşmenin en zorlu yanı psikologluk taslamadan bu işi becebilmek olsa gerek. Psikologluk taslayıp her duygu gősterimine bir pataloji tayin etmek oldukça kolay olurdu. Kabaca bakarsak yalnızlık, őlűm, ayrılık, içedőnmelerin eşlik ettiği genel bir depresyon ve kaygi bozukluğu tanısı koyabiliriz. Ama bu adamın derdi ne?

Yoksul. Evet, ama aç–açıkta da değil hani.

Yalnız  mı? Oktay Rıfat ve Melih Cevdet gibi bir iki dosluğu var ve kimbilir daha kimler vardır arkadaş diyeceği. Yani yalnız da değil.

Aşk’a baksan diğer bűtűn şairler gibi sıkça aşık olan biri gibi Orhan veli, ya da aşık olmakta hiç bir sorunu olduğunu da sanmıyoruz.

Ayrıca insan ve yaşama sevgisi ile dolu da bir yűreği de var.

Peki nedir bu adamın derdi, bazan őlűmű bile dűşűndűrten o genç yaşta. Dayanılır olmayan, dile gelemeyen o dert ne ola ki? Bakın bir de şőyle bir şey var

Sanma ki derdim güneşten ötürü;
Ne çıkar bahar geldiyse?
Bademler çiçek açtıysa?
Ucunda ölüm yok ya.
Hoş, olsa da korkacak mıyım zaten
Güneşle gelecek ölümden?
Ben ki her nisan bir yaş daha genç,
Her bahar biraz daha âşığım;
Korkar mıyım?
Ah, dostum, derdim başka.

Bi de varsayalım ki derdi falan yok. Ama peki ne demek istiyor en coskulu siirin bir yerinde derdinin baska olduğunu sőyleyerek…

Ben çıkamadım işin içinden. Biraz daha dűşűneyim en iyisi…

11 comments:

Ebru said...

Saldın merakı haydi bakalım:)

Eleştirel Günlük said...

Ebru sizin de yardimlariniza ihtiyacim var...

sena said...

gidip biraz araştırma, değerlendirme yapmak lazım bu sorunun üzerine. öyle hemen "onun derdi insan olmak" demekle olmaz değil mi ama... yoksa... olabilir mi acaba? :)

Eleştirel Günlük said...

Sena "insan olmak" ya da insanlarin varolus bicimleri hic fena gemiyor kulaga. Yani insan ustu birseylerle iliskisi yok OV'nin. Derdi gunesten oturu degil, ama derdi baska...

sena said...

ben onu hep güncesini sokaklarda, meyhanelerde, işyerlerinde, yani kalabalıklarda yazan biri olarak düşünürüm. gördüğünü yansıtmış, diğer her şeyi yansıttığı gibi dertleri de... o zaman genel bir hal olmalı bu dertli olma hali. kesin güneşten değil, deniz ve yakamozların da bunda bir suçu yok :)

Ajan KON said...

http://muhabbetindibindeyim.blogspot.com/


Yalnızlık

I
Yalniz kaldınız sanırsınız,
Biliyorum.
Yalnız bırakılmışsınız,
Biliyorum.
Ötesi yok.

II
Ötesi var:
Yalnızlık
Müziğin bile seni dinlemesidir.
Yalnızlık
İnsanın kendine mektup yazması
Ve dönüp-dönüp onu okuması
Yalnızlığın da ötesidir.

lijepa djevojkaa said...

Benim derdim bana yeter:)

Anonymous said...

Merhaba. Ben söyleyeyim. Biliyorsunuz - feedinizde gördüm - hece veznine karşı çıkmış. Konu hece vezni değil, divan edebiyatına ve ona göre (bir anlamda da haklı) "bayık" edebiyata karşı çıkmış. Bıkmış bir anlamda. Hep aşk, ilahi-gerçek aşk karşılaştırmaları, filan.. Geçen 2 dönem Türkçe 1 ve Türkçe 2 dersi aldım; aynı hocadan. Çok sevdim hocamı ve dersi de. Orhan Veli hakkında biraz biliyorsam da ondan, oradan.. Hımm, diyecektim ki - derslerden, hocamdan bildiğim kadar - bir derdi olduğundan değil, o hep "dertli" olanları eleştirmek için bu cümleler. Ahmet Haşim'in süper bi' şiiri var, adı "Bir Günün Sonunda Arzu", son mısralarında "Göllerde bu dem bir kamış olsam.." diyor. O. Veli de onunla dalga geçmiş, "Bir de rakı şişesinde balık olsam" demiş, bir örnek.. (kaynak: http://www.orhanveli.net/kaniksadigimbiri/dizcokerten.html) . (Buarada, ben şu verdiğim kaynağı tam okumadım, hızlıca bi bakıvermiştim).Şöyle - http://epigraf.fisek.com.tr/index.php?num=151 - bir şiiri var. Süleyman Efendi önemsiz biri, "önemsiz", "ordinary". Diyor ki bu şiirle, şiir illa "yüksek" kesime ait olmalı değil, herkese ait olmalı, herkesin olmalı. Süleyman Efendi'nin ayağındaki nasır için de gayet şiir yazılır.. diyor. Bilmiyorum, iyi anlatamamış da olabilirim. Bildikleri söyledim. İlla özel bir anlam aramayasınız diye, bulamazsınız, uykularınız kaçar sonra, aman. :p .

EKMEKÇİKIZ said...

"Yaşamanın kendisi dert" gibi bir sonuç çıkıyor, nerdeyse...
:)

Eleştirel Günlük said...

Yorumlarla daha da ilginclesiyor. Sagolun. Devam devam..

Ebru said...

Hakikaten ben pek dertliyim şuan aklıma geldi sabah sabah:)