Pages

Nov 1, 2010

Restore Sanity

Amerika ilginç dőnemlerden geçiyor. Aslında bütün dünya ilginç bir süreçten geçiyor. Bunun Amerika’daki bir yansımalarından biri geçen Cumartesi Washington, DC’de idi. Sağcılar her sağcı gibi geçmişten analojilerle ruhlarını yeniden canlandırmaya çalışıyorlar. Tabii bunu yaparken de kendi eski başkanlarının iki dőnemde içine sıçıp bıraktığı dünya politikalarından tutun da ekonomik krize kadar herşeyi sanki sosyalist Obama yapmış gibi bütün salakları yanlarına çekmek için kullanıyorlar. Hani şu ünlü çay partisi. Hani şu 1773’lerde Ingilizlerin yüksek çay vergisini protesto etmek için Boston limanında bütün çayları denize dőktükleri olay.


Dangalaklığın bini bi para yani. Eee Amerika’da işçi sınıfı yok, sinif mücadelesi hak getire, sosyalist ve komunistleri kimlere yakıştırdıklarını bi gőrseniz kıçınızla gülersiniz. Sosyal demokratların sağcı muhafazakarlardan pek farkları yok zaten. Nasıl olsa patronları aynı şirketler. Entellektüeller deseniz soyları tükenmiş; Üniversitelerde gıklarını çıkaramayan memurlara dőnüşmüş akademisyenler. Chomsky dışındakiler şamar oğlanına dőnüştürülmüş, kaçanlar da (Henry Giroux gibi, geçen yıl őlen Joe L. Kincheloe gibi) Kanada’ya kaçmışlardır.

Günümüzün entellektüeli medya entellektüelleridir artık. Medyanın kendi çarkları içinden çıkan; düşünce ve eylem sınırları őnceden çizilmiş. Aynı takımın oyuncusu entellektüeller; sağcısı ve solcusu -ki ne kadar solda oldukları tartışılır- aynı takımda . Bu takımda gol atıcılar da entellektüellerinin dahi diyemeyeceği, cürret edemiyeceği şeyleri şakaya katarak sőyleyen komedyen entellektüeller arasından seçilip beslenmektedir. Jon Stewart ve Stephen Colbert adlı komdyenler üstlenmişti bu mitingi düzenlemeyi. Marcuse bu tür radikalmiş gibi gőrünen ama eğlence ya da komikliğin gürültüsünde kaybolan őzgürlük yanılsamlarına represif telorans demişti. Evet bu illizyon içinde 250.000 kişi őzgür olduğumuzu düşünürek yürüdük en büyük alanında Washington’ın.

Herkesler ordaydı. Islamcısı da ordaydı, sağcısı da, demokratı da, liberali de. Garip bir şekilde anarşistler yoktu ortada. Oysa ki hep orda olurlardı. Sahi nerdeydiler?

Yürürken dilime nakarat gibi dolanmış şu sőzler vardı:

Where have all the intellectuals gone? Where have all the anarchists gone?

Bunlar “çok erken” diyor umutsuz olmak için, “Obama'ya biraz daha zaman ve şans verin” diyor








Bu pankart da “serbest piyasa ekonomisinin eli olmadik yerime değdi” diyor









Bu amcam barışçı bir Islamdan yana...









Bu amca da inadına namaz kılıyor. Saat 3'de ne namazı kılınır sahi? Ama korkusuzca namaz kılabilmesi ne güzel. Sıkıysa bi yahudi, hrıstiyan, ya da bir ermeni ibadetini ulu orta yapsın bakalım bizim oralarda. Müslüman mahallesinde salyangoz satmak ha!



Bu da Arizona denen eyaletin son zamanlardaki göçmenlere yönelik faşistçe çıkışına laf sokuşturuyor.












Bu vatandaş çay partisinin yeni neferlerinden biri...











Bu da tek anarşiste benzeyen kişiydi gördüğüm. Kimseleri de yoktu yanında. Yapayalnızdı gerçek bir anarşist gibi. Pankartının (bile) kızgın olduğunu söylüyor.










Bunlar kiliseyi ve kilisenin homoseksüeliteye karşı çıkışına laf sokuşturuyorlar.









Burdaki espriyi anlamış değilim. Belki de bir espri de yok :-)









Hükümet bize yardım etmez biz kendi kendimize yardım edelim diyor. Bunu da anlamadım çünkü burdaki muhafazakarlar hükümet ve devletin mümkün olduğunca insanların yaşam alanlarından çekilmesini istiyorlar. Alabildiğine kapitalist bir yaşam istiyorlar. Bu pankartta baska bir seye de gönderme olabilir. Mesela hükümet batan şirketlere ekonomik yardım etti, bunlar birbirine yardim ediyor bize yardim edecekleri yok da diyor olabilir.



Burdaki comic sans (yazi karekteri) ile bizim komedyenlere bir gonderme var ama tam ne demek istedigini anlamadim. Diğerini de anlamadim.








Bu hoştu. Herkesin birbirine faşist deyip Hitler’e benzettildiği bu saçmalıklar çağında “yeter herkese Hitler bıyığı çizmeyi bırakın” diyor...Diğer pankartta ise Amerikalılara yakıştırılan bir takım sıfatları (steryotipleri) sıralıyor. Sonra da “başka bir steryotipiniz var mı?” diyor.




Bu arkadaş da “V for Vendata” filminin etkisinden kurtulamamış daha.











Bu abla da Obama'ya yüklenen olumsuzmuş gibi vurgulanan sıfatları (müslüman ve sosyalist) kullanarak ben başkanımı seviyorum diyor.









Özgürlük ucuz değil ama bu kadar da pahalı olmamalı.









Iki şey var Amerikalıların en çok nefret ettigi:
1- vergi ödemek
2- Vergilerle gerçekleştirilen ve kendilerinin yararlandıkları hizmetlerden de vazgeçmek zorunda kalmaları. Burda vergi ödemek istemeyen muhafazakarlara laf atma var...





Çöp! :-)











 Bunlar da başka bir faşist, dinci, ve homofobik çift. Biri homoseksüellerin "terör bebeklerini" (her ne demekse) evlatlık edinip edinmemelerinin asıl sorulması gerektiğini söylüyor, diğeri ise Obama'nin Amerikan vatandaşı olmadığını ima eden bir espri yapiyor...






Bu da demokrasinin şirketlere satıldığını ima eden bir pankart.










Uygarca miting böyle olur. Biri (kadın) diyor ki Fox TV (faşist sağcı tv) gerçeği söylüyor. Diğeri de Fox'ı ne kadar çok izlerseniz o kadar az öğrenirsiniz (bilirsiniz) diyor...







Bu da başka bir muhafazakar. Hemi de dinci. Tanrının ideologlardan nefret ettiğini söylüyor. Küçük harflerle de en azından onlardan o kadar da etkilenmediğini söylüyor.







Homoseksüeller, naziler ve Meksika’lı göçmenler yüzünden vergilerin yükseldiğinden şikayet ediliyor (mi?)...










Korkunun gerekliliğine gönderme yapıp muhafazakarlara oy verin diyor. Çünkü muhafazkarların bugünlerde oynadığı en büyük kart "korku kartı". Sosyalizm korkusu, islam korkusu. vs..







Burda da komedyen Stewart'a laflar var. Stewart'in şovunun islami-komunist, yahudik-nazi, homo-faşist, sosyalist, femino-ayı (grizzly - boz ayı demek) saldırılardan oluştuğunu ve durdurulması gerektiğini söylüyor. Bunlar da korkunun gerekliliğini ima ediyor.






“Aklıbaşında olmayı yeniden yapılandırın” diyor. Anayasadaki “Biz insanlar” yerine biz şirketler yazıldığına gönderme var.









Uyuşturucunun serbest bırakılıp vergilendirilmesine dair bir poster.








Bu pankart Amerikalinin sosyalizm hakkındaki bilgisini çok iyi ifade ediyor. Hükümet ve devletin vergilerle yaptığı herşey (demiryolu, havayolu, karayolu, kanalizasyon, vs hepsini boykot edin diyor.

No comments: