-“M. geliyor” dedi diğerlerine.
-“M. mi” diye emin olmak için sordu biri.
- Ha șu kominist bedenci mi?” diye ben sordum.
Telefon etmiș. Müdür muavini cevap vermiș: “Ben M…,geliyorum!” demiș sadece…
Sanki bir Cüneyt Arkın filimi seyrediyordum çocuk gőzlerimle. Eğlendiğim su gőtürmez bir gerçekti. Korkuları beni müthiș eğlendiriyordu.
Müdür muvani gitti. Ardından da diğerleri. Kimse kalmamıștı őğretmenler odasında.
Hatırladığım sonraki günlerde bir tedirginlik vardı herkeslerde. Hatta eskinin solcularında dahi. Őgreniyorum ki bedenci hakkında bu eski solcular da ifade vermișler. Imza atmıșlar hazırlanan suçlamalara. Suçlamalar da malum: koministlik falan bile değil. Ahlaksal suçlamalar.
Sonraki ayrıntıları hatılamıyorum. Hatırladığım Bedenci geldikten sonra birlikte kalmaya bașladığımız ve çok kısa bir sure içinde korkunç güzel bir dostluk ve arkadașlık kurduğumuzdur. Őylesine devrimciliği kendine yașam ilkesi edinmiș hiç kimse tanımamıștım. Mümkün müydü hiç kirlenmemiș olması őylesine politik birinin? Gőrüyordum iște mümkündü.
Sordum bi gün “Geleceğini duyunca nasıl korkmușlardı. Ben de gelip bu puștları bi güzel dőveceksin sandım. Sahi niye dővmedin?” Güldü. “Onlar benim düșmanım değil ki! Benim düșmanım onları olușturan sistem. Dővsem ne olacak ki! Dedi. Bașka birinden bașka bir koșulda bunları duysam, herhalde kıçımla gülerdim. Ancak bu kadar basma kalıp cevap olur derdim. Ama őyle değildi iște. Adam dediği gibi yașıyordu. 15 yıllık őgretmenlik yașamının bilmem kaç yılını sürgünde, bilmem kaç yılını hapiste, bilmem kaç yılını da açıkta geçirmiș. Gőzünü kan kin bürümemiș. Bütün yașadıkları onda halkına ve inancına olan sevgisini arttırmıștı. Pekiștirmiști. Ve o sőzler de kalıp gibi durmamıștı ağzında.
O geldikten sonra ki ilk őğretmenler toplantısıydı. Sőz aldı. Tek tek, isim vere vere, kendisine yapılan komployu bütün ayrıntılarıyla anlattı. Onların eğitimci, őgretmen olmadıklarını onların birer ahlaksız, namussuz, ve fașist olduklarını soyledi. En sonunda da “bir șey sormak istiyorum” dedi ve devam etti.
"Ben ideolojim gereği kerhane gibi yerlere gitmem. Hatta hayatım boyunca őnünden bile geçmișliğim yoktur. Ama varsayın ki ben gittim, hatta varsayın ki ben őgrencileri de gőtürdüm. Hiç bir őğrenci bulamadınız yalanınıza tanıklık edecek. Sadece biri beni gőrmüșmüș. șimdi sormak istiyorum beni őgrencilerle kerhanede gőrdüğünü sőyleyen o șerefsiz kendisi kerhanede ne aranıyordu? Anasını mı arıyordu yoksa karısını mı?”
Kalkıp őpesim geldi orda. Nasıl gururlanmıștım onunla aynı ideolojiyi paylaștığım için. Onunla arkadaș olduğum için, kendimi nasıl da șanslı hissetmiștim.
Aradan kısa bir süre geçmiști ki tayinini ailesinin olduğu ile aldırdı gitti - Burda iși bitmiști. Giderken çocuklar onu yolculamasınlar diye okul idaresi őzel yoklama yapacağını okula gelmeyenlerin ailelerinden izin kağidi getirmelerini istedi. Herșeye rağmen büyük bir őğrenci topluluğu yolculadı onu… Gider gitmez il milli eğitim müdürü çağırmıș gőz daği vermek istemiș. Demiș ki “hocam size solcu diyorlar” bedenci hemen sőzünü kesmiș “Hocam eksik biliyorsunuz, sizin bildiğiniz o sol varya ben o solun da taaa en solundayım” deyip çıkmıș odadan.
O bozkır kasabasını, o yalnızlığı nasıl da güzellemiști varlığı. Stajyer őğretmen olmaktan çıkmıș, gerçek őğretmen olmuștum. Yediğim sorușturmalar șahidimdir. Alnıma sürülmüș hiç bir “yılın őğretmeni ődülü” ya da herhangi bir resmi ődülüm yoktur.
Geçenlerde bana internetten beraber çektiğimiz resimleri gőnderdi. Hala őğretmendir, bedencidir, hala komunisttir, solun o en solundadır, benim arkadașımdır.
-Bitti-