Pages

Nov 24, 2008

Nada Mas Nada Menos!
Ne bir Eksik Ne bir Fazla!

Hector Julio Simon’u tanır mıydınız? Ben de tanımazdım. Ama kod adını duydum bir çok defalar. Arjantin’li űnlű bir işkencecidir kendisi. Kod adi Tűrk Julian (ispanyolcası “El Turco”, Ingilizcesi “Julian the Turk”). Çok aradım ama bir ize rastlamadım kod adını nerden aldığına dair.

Tűrk Julian dönemin gizli işkencehanelerinde ( Club Atletico, El Banco, and El Olimpo) sadistliğiyle űn salmış. Kıllı göğsűnde gamalı haç taşımanın yanısıra kurbanlarına işkence ederken Hiter’in konuşmalarını dinletmekle de biliniyor. Ayrıca dönemin en önemli silahı, tecavűz, ve Milliyetçi bir Arjantin yaratma projesi olan çocuk kaçırma ve çocukları gerçek Arjantin’li ailelere verme işinde de oldukça etkin bir rol oynamıştı Tűrk Julian.

1995 yılındaki TV’deki röportajında hiç bir pişmanlık duymadığını söylűyor, bugűn olsa yine aynı şeyleri yapardım diyordu. Elinden sağ kurtulmuş bűtűn kurbanlarının ya da elinde kocasını, oğlunu, babasını yitirmiş bűtűn Arjantinlilerin hayatlarına yine giriyor uykularını kaçırıyordu Tűrk Julian.

Insan hakları savunucuları ve Plaza de Mayo anneleri (Madres de Plaza de Mayo) bırakmadılar Tűrk Julian. Yılmadılar. Taa ki 25 yıl hapse mahkum olana kadar. Tam tutuklanacağı gűn, TV kameralarının önűnde, çıkarıp pistolűnű kendi kafasına sıkıp intihar etti Tűrk Julian.

5 comments:

Anonymous said...

1950 lerde James Dean cagindaki bir filmden hatirliyorum, polis gangsterlerden birini kunusturmak ister ama bir turlu beceremez bunun uzerine komiser "atin bunu Turk'un hucresine" der. Bir an "Turk"u ve hucresinin sahnesi goruntuye girer, fesli, iri yari sac-sakal karismis bir tip demir parmakliklari isiriyor...

Bunun uzerine gangster "tamam konusacagim, istediginizi anlatirim yeterki beni oraya atmayin" der.

Bu tip senaryoya nasil girdi ve niye "Turk" denildi orasini bilemiyorum ama filmi seyrettigimde biraz icerlemistim Sanirim Turkiyede veya dunyada o tipi kendine rol model alan pek cok ruh hastasi olmasi ihtimal dahilinde bu Julian da oradan etkilenmis olabilir.

Eleştirel Günlük said...

Haydar hocam sagolasin katkin icin. Gercekten kotu bir prototiplestirmeymis bu. Irkci ve asagiliyici. Benim ilk aklima gelen adamin Turk asilli olusuydu acikcasi ama dedigin gibi de olabilir valla.

Anonymous said...

Benim bildigim kadariyla "El Turco" Latin Amerika'da Ortadogu kokenliler, ozellikle de vakti zamaninda oraya bolca gocmus olan Araplar icin kullanilan bir lakap. Osmanlilar doneminden kalan bir aliskanlik olsa gerek.

yarabandı said...

haberi okurken aklıma nedense midnight express filmi geldi. Hector Julio Simon'ın hangi dönemde bunları gerçekleştirdiği belirtilmediği için bu aklıma geldi.belkide bu film çekilmeden önce tüm bunlar gerçekleşmiştir.

başka bişey daha dikkatimi çekti burada.işkence gören ya da işkenceye maruz kalan insanlarla ilgili baya gerçek hikaye izledim ve okudum. çok fazla psikoliji hakkında bilgi sahibi değilim ancak işkence yapan insanların(tabi insan demek ne kadar doğru) içinde bastırılmış bir korkkaklık duygusu varmış gibi geliyor. sen o kadar insana işkence yap sonra hapiste başına gelebileceklerden korkup kendini vur!

dikkat çeken bir konuda adaletin sağlanması.(tabi kaç yıl sonra gelmiştir oda. 25 yıl bana genede az geldi)acaba bizim ülkemizde de benzer şeyler olacak mı dersiniz? umarım bizdeki işkenciler bir gün yargılanır...

Eleştirel Günlük said...

Yarabandi merhaba ve hosgeldin. Midnight Express 1978 yilinda yapilmis. Arjantin'deki Kirli Savas ve Askeri diktatorluk 1976 ile 1983 yillarinda yasandi.

Herseyden once bilmem filimin bu iskenceciye ad verecek bir yani var mi? O filimde hikaye edilenler Turkiye'de ya da Arjantin'de gercekte yapilanlarin yuzde biri bile degildir.

Iskencecinin prototipi meselesinde de bir cok arastirma var. Ama bildigim kadariyla o denli patalojik yaratiklar olmasi da gerekmedigidir. Patalojinin ortaya cikmasi icin bireyin icinde buyuk celiski ve sucluiluklarin yasamasi gerekir. Oysa ki bu tur olaylarin oldugu toplumsal kosullarda genelede toplumsal bir patoloji oldugu icin bu tip olaylar normal gibi algilanip icsellestirilme egilimdedirler. Uluslararasi Af Orgutunun bu konuda basilmis calismalari var. ornegin adamlar sadece terfi olabilmek icin iskenceci olmayi kabul ettikleri gibi, iskence merkezi evine yakin diye bu isi kabul edenler de var (toplutasimdan tassarruf etsin diye). Bir de sanirim en onemli bilimsel arastirma bir Yunanli Mika Haritos-Fatouros.