Pages

Jun 10, 2008

Mektup

Diyarbakırlı Bir Ananın Oğluna Mektubudur.


Oğlum Mahır! Ana heyran nasılsan? Ne haldasan? Biz seni aramasağ sormasağ sen bizi ne arisan ne de sorisan. Sen ne hersız bir evlatmışsan! Be-mırad olmiyasan hahın kızınan gezisen dolaşisan edemisen anan bi mektup yazasan. Heç Allah'tan da korğmisan bizi merakta bırağisan.

Düneğin arkadaşın Hüsen gelmişti Ankara'dan. Getmişem sağlık haberın ondan almışam. Seni belediye otobozunda görmış bir kıznan. Sözlüm diye bahsetmişsen o kızdan. Bir de yüzük tağmıssan barmağan. Niye oglum sen anasız kalmışsan! Sansahan evlenmağa kalhmışsan! Hüsen'e dedim kı; 'Hüsen! Hele birez kızı anlat. Dedi ki "Ne anlatayım dıyaza , ay parçası be-mırad. Gülende güller açi ağlıyanda incinen mercan saçi. Bele güzel ne görülmış ne duyulmış. Hak-u teala öz nurundan yaratmış.

Mahir! Niye sen herif olmışsan. Büyükleren danışmadan evlenmağa kağmışsan. Kardaşından da mı ibret almisan? Getti bi tango kız getirdi. Ne kendısı rehet etti. Ne de bizi rehet ettirdi. Kız da kız olaydi üreğim yanmazdı. Ele zaif ele zaiftı kı eynı Çırtık Eso'ya benzidi. Çırpı gibi bacağı, Emin ağanın ayağı gibi ayağı, çamaşır tokacı gıbı de elleri vardı. Ne ağlidı ağlıyasan. Ne gülidi gülesen. Ne konusmağımızı beğenidi, ne pişirdığımızı yeyidı. Zıkkımın kökünı yiyeydi! Her bı şede kusır bulidi. Her bişeye yeni yeni adlar tağidi. Ben deyidim babakanuç; O deyidi ' patlıcan ezmesi. 'Ben deyidim lebenı, O deyidi ' yogurt çorbası'. Ben deyidim hılorık aşı, O deyidi 'ekşili izmir köftesi'. Yoh! carut değıl faraşmış. Küçe değıl sokahmış. Hebene değıl destıymış. Havuca pırçıklı demağ ayıpmış. Ben bele konişiyam diye benden utanimiş. Niye kendi yaptığından utanmidı. Gün evle olidı yatağtan kağidı. Benım elımden çaput onun elinden roman düşmidı. Gezmeye gidende de en öne o düşidı. Bıgün baban dükkanden geldı hanımın kızı yerınden bıle teprenmedı. Babanin çoğ ağrına gettı. Bırağsam, alim-allah saçını pırçiğinı yolacağtı.

Ben ne sanssız bı karıymışam anam! Kaynanaların zalım zamanında gelin olmışam. Gelinlerin zalım zamanında da kaynana olmışam. Kıme ne etmışem kı bulmışam.

Mahir! Sen sen olasan aklı başında bı kız alasan. Ister Dıyarbekir'lı olsun ıstersen yedi yabancıdan olsun. Yeter ki helal süt emmiş bır kız olsun. Istiyem kı sonradan peşman olmiyasan. Karı kısmı ayakkabı değıl kı sığtı mı çığarasan atasan. Namusumdur dıyecağsan. Ömrü-billah çekecağsan.

Mahir! Biliyem eyısen hoşsan. Herşeye çabuğ kızisan. Kızanda da alalo gibı kabarisan. Oğlum! Asebi erkeğin kahrı çoğ olur. Kahır çeken karı zor bulunır. Onun için karıların hamurı sabırnan yogrulmustur. Onlar hanımdır. Onlar hatundur. Onlar sultandır. Onların mekanı Cennet-ı ala'dır. Onlar ısığtır Onlar nurdur. Onlar yüce Allah'ın erkeklere bır lütfudur...

1 comment:

volkan said...

Keske o yorenin insani hic ozenmese istanbul agziyla konusacagim diye, keske bu deyisler bu siveler hep yasasa gitse toplumumuzda ama ne care...
Anadolunun butun sehirlerindeki yeni nesil cocuklarinin agzinda sakiz gibi sunen kelimeler, lime lime olmus bir dil..
Yakinda butun ulke hic birseye benzemeyen yamalikli bir dili hep bir agizdan konusacagiz. Bu gidisle ne Rumeli aksani kalacak, ne lazi, ne Kayseri, Adanasi, Urfasi, Mardini, Denizlisi..
Bu hastalik Turkmenlere, Azerilere kadar sicradi..Hepsi bir ozenti icinde ille istanbulda ki zuppeler gibi konusmaya yayvan yayvan...
En iyisi bunlari yazi diline gecirmek..Ki sonra gelecek nesiller bilsinler boyle degerlerimizinde var oldugunu...