Pages

Aug 30, 2007

Adnan Hoca Cumhuriyeti

WordPres Adnan beyin avukatının mektubunu aynen yayinlamis. Burdan ulasılabilir. Bu sansüre ve bütün sansurlere karşı çıkın. Çıkalım. Bu bizim zaten sınırlı olan özgürlüklerimizin daha da sınırlandırılmasıdır…

Aug 28, 2007

Gül’ün Cumhurbaşkanlığı

Aklımın Soylediğidir: Demokrasinin gereği olarak Gül’ün cumhurbaşkanlığı kutlanmalı ve saygı görmeli. Ve en önemlisi, Türkiye’nin demokratik tarihi için, boyle bir deneyime şans da tanınmalı. Paranoyalarla, “ben güvenmiyorum”, “inanmıyorum” larla deneyimlerin önu tıkanmamalı. Kimseye ayrıcalıklı davranmayacağını söylemiş. Denemeden bilemeyiz. Göreceğiz…Hele hele bunu gerekçe sayıp ordudan (darbeden) medet ummak hiç mi hiç akil karı değil.

Yüreğimin Söylediğidir: Siktir lan! Kimseye ayrıcalıklı davranmayacağını söylemişmiş. Ulan zaten devlet adamı olarak asıl görevi o değil miydi ki? 1991’de mi devlet adamı olmuştu, ülke insanı için ne yaptı o zamandan beri? Bu yemini bile kendisini ele veriyor. Yani şimdiye kadar halkı ayrıcalıklı kucaklamamış. Şimdiden sonra kucaklayacakmış. Gül şimdiye kadar islamciların palazlanmasına hizmetten öte birşey yaptı mı?

Bir de laik olacağını, laiklik ilkelerine bağlı kalacağını söylemiş. Nezaman laik oldu bu adam sahi? Laikliğin ilkeleri ne? Bir gecede laik olunuyor mu böyle? Turkiye hiç layik değildi ki zaten. Devlet-ordu denetimli bir sunni Islam vardı Türkiye’de. Dini guruplar içinde de en ayrıcalıklısı sunni islamdı ama bu da yetmedi. Diğer dinsel (ve etnik) azınlıklara baskı uygulanırken bu adam birşeyler yaptı da ben mi duymadım?Daha önce Çiller seçildiginde de en kötü en salak ve en adaletsiz kadın bile en iyi (erkek) politikacıdan daha iyidir, barışçıdır, sezgili, duyarlı, öngörülüdür dememiş miydin lan simdi kendine Eleştirel Günlük diyen düdüğüm. Nasil yanılmıştın o zaman. Çiller nasil da yargisiz infazlarda orgasm olurcasına çığliklar atıyordu ha! Nasil da kurşun atan da kurşun yiyen de kahramandır diyordu. Ha! Bu da öyle olacak düdüğüm. Sen avut kendini olmayan demokrasi tarihinin handikaplarında.

Sağduyumun Söylediğidir: Sen Sisyphus gibi anlamsız bir göreve mahkum edilmişsin Eleştirel Günlük . Sen hep umutsuzluğu umuda dönüşsün diye dağın tepesine yuvarlayarak çıkaracaksın ve tam umutlandım dediğinde o umutsuzluk düşecek dağın eteklerine yeniden... Ve bu hep böyle sürüp gidecek...Sen en iyisi mi, seyret sefaletini sevgili ülkenin. Onlar nasıl olsa hep bulurlar bir yolunu mutsuzluğun...

Aug 26, 2007

Yine Bloglamaya Dair

Bloglamaya egemen ideolojinin gazetelerinde özel bir itina ile filitrelenen zeka özürlü ve faşist yorumlari okuyacak mide kalmadığı ve akıl sağlığı için bir tehdit oluşturduğu için başlamıştım. Okuyup onların analizini yapacaktim ve bu bir tür kültür analizi olacaktı. Sonra bir baktim ki bloglar dünyasında onca güzel düşünen ve yazan insanımız ve gençlerimiz var ki o salak yorumların hic mi hic Türkiye gerçekliğini yansıtmadığını gördüm. O zaman da o salak yorumları okumaya ve analiz yapıp değer vermeye hiç gerek kalmadığı kanısına vardım. Nicedir de o yorumlari hatta o egemen medya yazilarını (oralarda yazan kaşarlanmış kalemşörler de dahil) okumuyorum. Entellektüel anlamda daha çok doyum buluyorum. Daha az sinirleniyorum. Daha çok ögreniyorum.

Sadece teşekkür edip paylaşmak istedim. Teşekkürler bloglamayı güzel kılan dostlar…

Aug 23, 2007

Imza Kampanyasi

Arkadaslar,
Emirgan Alti Nokta Körler Rehabilitasyon Merkezinin Istanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından rant icin yıkılması söz konusu... Bunu engellemek icin 1 Milyon imza kampanyası başlatılmış... 2 dakikanizi ayirip bu kampanyaya destek verebilir misiniz?

Ayrıca siz de mail listenize bu siteyi ve bu ricayi yönlendirirseniz, kısa zamanda 1 Milyon imzaya ulasabiliriz....

http://www.okulumadokunma.org/index.asp

Aug 3, 2007

2 Ayrı Olay 2 Ayrı Haber

Iki haber. Biri Hürriyet’de diğeri Bianet’te. Ikisi de insan yaşamıyla ilgili. Insan yaşamına gösterilen değerle ilgili. Haberlerin başlığı ve kısa özetleri şöyle

Hürriyet:
Insanlık Dersi:
Türkiye’de yaralanan Danimarka’lı anne-oğul, ambulans uçakla ülkelerine gönderildi.


Bianet:
"İyi Bak, Anneni Son Görüşün Olabilir"
Ankara - Tutuklu Nevin Yaylacı üç gün boyunca defalarca kriz geçirdi, baygın düştü, hafızasını kaybetti. Cezaevinde migren, kelepçeli götürüldüğü hastanede sinüzit dediler. Sonunda beyin kanaması teşhisiyle ölüm sınırındayken ameliyat oldu. Şimdi yoğun bakımda...


Defalarca okudum iki haberi de. Hürriyet’teki habere diyeceğim yok. Herkese öyle davranılsın bence. Ancak Hürriyet’in neden Bianet’teki haberin insanlık dışılığında haber olacak birşey bulamayışı, haberden saymayışı sorgulanabilir olsa da ben nammussuzluklarından ve ahlaksızlıklarından bıktığım ve umutsuz olduğum için medya eleştirisi yapmayacağım. Ben insanlık eleştirisi yapacağım Başbakana ve Hürriyet’e inat. Yok yok eleştiri de değil içimi dökeceğim dilime geldiği gibi.

Adalet Bakanından Sağlık Bakanına,
bu soruna dava açmayan ya da açmayacak olan cumhuriyet savcısından, dava açılınca suçlularda bir kasıt bulmayacak hakimine kadar,
Sincan Kadın Kapalı Ceza ve Tutukevi müdüründen, gardiyanına,
infaz memurundan hapishane doktoruna,
ambulans yerine ring aracını tahsis eden yetkiliden Sincan Devlet Hastanesi'nde yanlış teşhis koyan doktora kadar
hepinizin insanlığına, ahlakına, inancına, sizi yetiştiren ananızın ve babanızın görgüsüne şaştığımı söylemek istiyorum…

Ama hiç bilmez miyim böylesi kınamalar etkilemez bile köseleleşmiş ar damarlarınızı. Sizi kınamak da istemiyorum. Ne istiyorum biliyor musunuz? Hayatta başka hiçbir şeyi bu denli çok istememiştim hatta böyle bir şeyi isteyecek kadar çileden çikacağımı bile düşünmemiştim. Şunu istiyorum: darbe olsun, işgal olsun, kıyamet kopsun istiyorum, en eli kanli en insanlıktan çıkmış bir diktator iktidarı ele geçirsin istiyorum ve siz bir sekilde Sincan Kapalı cezaevine atılmış olun ne olur. Ve orda sizin sayın Yaylacı’ya davrandığınız gibi size davranılsın sonra da inafaz memurları çoçuklarınıza “iyi bakın annenize ya da babanıza çünkü bu son görüşünüz olabilir” desin…Allah da yok ki belanızı versin. Adil bir Allah’ın varolamasını bu kadar çok istemiş miydim hiç?